Köln, 16. Oktober 2025 – Der Menschenrechtsverein TÜDAY zeigt sich tief besorgt über die jüngste Aussage von Bundeskanzler Friedrich Merz zur Migrationspolitik.
Merz hatte erklärt, man sei „in der Migrationspolitik sehr weit gekommen, aber wir haben natürlich immer im Stadtbild noch dieses Problem und deswegen ist der Bundesinnenminister ja auch dabei, jetzt in sehr großem Umfang auch Rückführungen zu ermöglichen.“

Mit dieser Formulierung reduziert der Bundeskanzler Menschen mit Migrations- oder Fluchthintergrund auf ein „Problem im Stadtbild“. Solche Worte sind nicht nur respektlos, sie sind gefährlich. Sie reproduzieren rassistische Stereotype, fördern Ausgrenzung und delegitimieren das Recht auf menschenwürdige Behandlung, das allen Menschen zusteht – unabhängig von ihrem Aufenthaltsstatus.

TÜDAY betont:

Sprache prägt Politik. Wenn politische Verantwortungsträger Menschen als „Problem“ bezeichnen, normalisieren sie diskriminierende Denkweisen und verschieben gesellschaftliche Grenzen des Sagbaren. Solche Aussagen stärken rechtsextreme Kräfte, die sich durch diese Rhetorik bestätigt und legitimiert fühlen.

TÜDAY fordert den Bundeskanzler auf, sich klar von solcher entmenschlichenden Sprache zu distanzieren und Verantwortung für den gesellschaftlichen Zusammenhalt zu übernehmen.
Politische Führung bedeutet, Brücken zu bauen – nicht Gräben zu vertiefen.

TÜDAY steht ein für die universellen Menschenrechte, für Gleichwürdigkeit und Solidarität. Eine demokratische Gesellschaft darf keine Menschen aufgrund ihrer Herkunft oder ihres Aufenthaltsstatus ausgrenzen oder abwerten.

Friedrich Merz'in dili toplumsal birliği tehlikeye atıyor - TÜDAY İnsan Hakları Derneği Basın Açıklaması

Basına ve kamuoyuna

Köln, 16 Ekim 2025 – TÜDAY İnsan Hakları Derneği, Federal Başbakan Friedrich Merz’in göç politikasıyla ilgili son açıklamasından derin endişe duymaktadır.
Merz, “Göç politikasında çok yol kat ettik, ancak tabii ki şehir görünümünde hâlâ bu sorunla karşı karşıyayız. Bu nedenle Federal İçişleri Bakanı da şimdi çok geniş kapsamda geri göndermeleri mümkün kılmak için çalışıyor.” ifadelerini kullanmıştır.

Başbakanın bu sözleri, göçmenlik ya da sığınma geçmişine sahip insanları “şehir manzarasındaki bir sorun”a indirgemektedir. Bu tür ifadeler yalnızca saygısız değil, aynı zamanda tehlikelidir. Irkçı stereotipleri yeniden üretir, dışlanmayı körükler ve insanların –oturum durumlarından bağımsız olarak– onurlu muamele görme hakkını değersizleştirir.

TÜDAY şu noktaların altını çizmektedir:

Dil siyaseti şekillendirir. Siyasi sorumluluk sahibi kişiler insanları “sorun” olarak tanımladığında, ayrımcı düşünme biçimlerini normalleştirir ve toplumda söylenebilir olanın sınırlarını kaydırır.
Bu tür açıklamalar, bu söylemle kendilerini doğrulanmış ve meşrulaşmış hisseden aşırı sağcı güçleri güçlendirir.

TÜDAY, Başbakanı bu insanlık dışı dilden açıkça uzak durmaya ve toplumsal birliğin sorumluluğunu üstlenmeye çağırmaktadır.
Siyasi liderlik, köprüler kurmak demektir – hendekleri derinleştirmek değil.

TÜDAY, evrensel insan haklarının, eşdeğerliğin ve dayanışmanın savunucusudur. Demokratik bir toplum, insanları kökenleri ya da oturum statüleri nedeniyle dışlamamalı ya da değersizleştirmemelidir.